-
1 boynunu bükmek
а) пону́рить го́лову, приуны́ть, пони́кнутьб) покори́ться -
2 boynunu bükmek
to show humility, to abase oneself -
3 boyun
ше́я (ж)* * *выпад. -ynu1) ше́я2) ше́йка, го́рлышко (бутылки и т. п.)3) перева́л, го́рный прохо́д, седлови́на••- boynu altında kalsın!
- boyun borcu
- boynunu bükmek
- boynuna geçirmek
- boynu kıldan ince
- boyun kırmak
- boynuna sarılmak
- boyun vermek
- boynunu vurmak -
4 boyun
boyun borcu (unabdingbare) Pflicht;boyun eğmek fig sich ergeben; nachgeben;boynu bükük hilflos, allein;boynuna almak auf sich nehmen;-i -in boynuna atmak jemandem etwas in die Schuhe schieben;-in boynuna binmek jemandem zusetzen;boyun oder boynunu bükmek sich fügen, nachgeben;boynunu vur(dur)mak jemanden enthaupten (lassen)
См. также в других словарях:
boynunu bükmek — 1) acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak Biraz düşündükten sonra ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü. Y. Z. Ortaç 2) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek Nevin hayretle boynunu bükerken içeri Behiç girdi. P. Safa 3) bitki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun bükmek — boynunu bükmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun — is., ynu, anat. 1) Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi Ellerini bu defa, boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi. A. İlhan 2) Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım 3) Sorumluluk 4) coğ. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğmek — i, er 1) Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek Ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü. Y. Z. Ortaç 2) Sert bir cismi bükmek … Çağatay Osmanlı Sözlük